Hükümet ile işçi ve memur sendikaları arasında 2020-2021yıllarını kapsayacak Toplu Sözleşme Görüşmeleri başlıyor.

1 Ağustos’ta başlayacak görüşmeler öncesi memur sendikaları taleplerini sıralıyor.

Memurların refah düzeyi, tayin, atama, görevde yükselme ve zamlarını belirleyecek olan görüşmelerde memur sendikaları haklarını almak için masaya oturacaklar.

İşçi sendikalarının da görüşmeleri aynı zamanda başlayacak. Sonuçta herkesin bir derdi var; o da çalışanların haklarını korumak, çalışanların yaşamlarını standart bir düzeye çıkarmak. İş barışını temin ederek, daha verimli bir çalışan ordusu oluşturmak.

Üniversiteli İşçiler konusu ne olacak?

Pazarlıkların ne kadar süreceği ve ne kararlar çıkacağı bilinmez ama toplu sözleşme görüşmelerinde bir konu daha var önemli olan. O da kamu kurum ve kuruluşlarında, KİT’lerde ve belediyelerde 4857 sayılı yasaya tabi olarak çalışan üniversite mezunu işçilerin statü değişikliği talebi.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Sayın Önder Kahveci, 5. Toplu Sözleşme Görüşmelerinde bu konuya da değineceklerini açıkladı.

2016-2017 yıllarını kapsayacak şekilde memur sendikaları ile yapılan 3. dönem toplu iş sözleşmesinin 36. maddesinin 1. fıkrasında üniversite mezunu işçilere kadro verilmesi ile ilgili karar alınmış ancak aradan geçen yıllara rağmen herhangi bir çözüme kavuşturulmamıştı. Yine 36. maddenin 2. fıkrasında yer alan 4/c problemi ve taşeron işçilerle ilgili konu KHK ile çözümlenmiş ve üniversite mezunu işçiler kapsam dışı kalmıştı.

İşte yeni dönem toplu sözleşme görüşmelerinde; 3. dönem  toplu sözleşmesinde gerekli kararın alınmasına rağmen halen bir neticenin çıkmadığı konu yeniden gündeme geliyor.

Yeniden demek yanlış olur belki de. Çünkü konuyu sürekli sıcak tutan birileri var. Onlarda konunun muhatabı olan Üniversite Mezunu İşçiler. Üniversiteli İşçiler adıyla bir Platform kuran ve mağduriyetlerini her fırsatta dile getiren üniversite mezunu işçiler, sabırla, merakla ve heyecanla 1 Ağustos’u bekliyor. Kendi adlarına önemli olacak bu kararın çıkmasını istiyorlar.

Sadece statü değişikliği ile memuriyet kadrolarına geçirilmek isteyen üniversite mezunu işçiler çok şey mi istiyor sizce. Zaten çalıştıkları kurumlara çoğu sınavlarla girmiş ama bazı yerlerde mezuniyetlerine uygun işlerde çalıştırılmıyorlar. Sizce de bu adil mi?

Düşünün; çocuğunuz yıllarca emek vermiş, okumuş; mimar, mühendis, tekniker, teknisyen vs. olmuş ama çalıştığı kurumda şoförlük yapıyor. Beraber mezun olduğu arkadaşı şef, amir, müdür olurken kendisi görevde yükselemiyor. Bırakın görevde yükselmeyi dedik ya mezuniyetine uygun bir işte bile çalışamıyor. Ne hissederdiniz?

İşte bu konu onların haklı talepleri. Sonuna kadar haklılar ve bizde onları destekliyoruz.

Bu konu iş barışı içinde önemli bir adım olacak. Eğer görüşme masasından olumlu bir sonuç çıkarsa. Biz çıkacağına inanıyoruz. Bunca yıldır verdikleri emekler boşa gitmeyecek. Yetkililer bu sesi duyacak ve gerekeni yapacak.

Sendikalar talepleri dillendirmek için vardır. Memur-Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın’ın da bu konuya duyarlı davrandığını biliyoruz ve O’nun da toplu sözleşme görüşmelerinde sonuca ulaşacağına inanıyoruz.

Velhasıl kelam; üniversiteli işçiler konusu son derece önemlidir. Gençlerimizin mesleklerinden uzak bir şekilde çalışması ve körelmeleri acı vericidir. Körelmek için değil, vatana, millete, devlete ve bu topraklara faydalı birer birey olmak adına yıllarca dirsek çürüttüler. Şimdi onların haklarını görmezden gelmek yerine acilen çözüm bulunmalı ve gereken yapılmalıdır.

Devlet büyüklerimize sesleniyoruz, lütfen bu sese kulak verin!