Unutmayın!  “Başarınızın sınırını, hayallerinizin sınırı belirler.”

Öyle ya, dün olanaksız veya hayal olarak gördüğümüz birçok şeyin bu gün hayatımızı sıradanlaştıran sıradan kazanımlar olarak yaşamımızın bir parçası olması bunun en basit göstergesidir.

Mesela, bir zamanlar telefon, televizyon, bilgisayar kullanımı sıra dışı bir olay iken, bu gün akıllı telefonların bile sıradanlaştığı düşünüldüğünde ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

Geçmişte bir yazı okumuştum. Yazıda, normalde bir saatte   yazılabilen bir yorumu Çin’de yapay zeka ile üretilen akıllı bir robot 1 saniyede sonuçlandırabiliyormuş. Yani 1/3600 düzeyde bir hızdan bahsediyoruz. Normal bir insanın yapabileceğinin 3600 katı fazla bir hızı düşünürsek zaman gibi önemli bir kavramın yerinde kullanılması halinde insanlığın gelecek amaçları için sunacağı katkıyı anlatmaya gerek yok sanırım.

Maalesef, dünya sıra dışı teknoloji çağına doğru evrilirken bizde “mutfak robotu” dışında henüz tam manasıyla kullanılmıyor olmasa da dünyada bir çok alanda “akıllı robotlar” kullanılmaktadır.

Bu sayede işler daha hızlı yürürken, hata payı büyük oranda ortadan kalkmakta süreç, üreten insanla üreten robotun birlikte olduğu omuz omuza bir çalışma ortamına doğru evrilmektedir.

Yakın zamanda MİT laboratuvarında bir deneyde akıllı oyuncaklarla yarım saat zaman geçiren deneklere, robotlara yönelik kesici aletlerle zarar vermeleri istenmiş, denekler bu talebi yerine getirmek yerine reddetmiş.

Mesela, söylediğim gibi akıllı cep telefonu uygulaması bu yönde önemli bir adım. Sorduğun her soruya cevap verebiliyor, birçok alanda insanoğluna olağandışı yardımlar sunabiliyor.

Bu akıllı telefon uygulamasının çok daha ileri aşamalarını düşündüğümüzde bunların olamayacağını kim söyleyebilir?

Bu güne kadar dünya, robotları özellikle endüstriyel teknolojide işçi olarak kullanma imkanına sahip oldu. Artık dünya bunun daha da ilerisine geçip;  öğretmenlik, doktorluk, avukatlık, garsonluk gibi pek çok alanda ileri robot teknolojisinden faydalanmak için çalışmalar yapıyor.

İleride artık okullarda derse giren robot öğretmenler, hasta muayene eden robot doktorlar, mahkemelerde dava takip eden robot avukatlar veya müşteriye hizmet sunma gayretindeki robot garsonları aramızda görürsek şaşırmayın.

Bizde henüz gerçekleşmese de artık dünyada kol gücüne dayalı kullanılan endüstriyel işçi robot kullanım dönemi neredeyse bitmek üzere.

Zamanı geldiğinde sokakta, kamu kurumlarında, özel sektörde veya belediye hizmetlerinde düşünebildiğiniz her alanda robot emekçileri aranızda görürseniz şaşırmayın.

Üstelik düşünülen;  “görünüş, mimik, el, kol hareketleri ve belki de duygusallığı” ile de tıpkı insana benzeyeceği insan formatında tasarlanacağı yönünde.

Bu noktadan sonra artık ister istemez robotlarında toplum içinde bir “statü” sahibi olacağı gerçeği kaçınılmaz olacaktır.

Bu statü, insan yaradılışından gelen fıtratından dolayı aşağıda olsa da kendine göre bir hak hukuk standartı olamayacağı anlamına gelmemelidir. Gerektiğinde hizmet ve bir kıymet üreten robotların, karşılığında öz bakım ve enerji talep eden bunu hak olarak görüp, belki grev veya lokavta kadar gidebilecek robot tasarımını afaki ve imkansız görmemek gerekir.

Geleceğin şekillendireceği robotlar dünyasında insan yaşamının her alanına sirayet eden robotlar kaçınılmaz olarak insan gücünün etki alanının tamamına gireceği aşikar olduğuna göre  sürekli çoğalan insanların çalışma ve işgücü alanını gittikçe daraltması ister istemez “insan işçi haklarının” nasıl korunacağını gündeme getirmektedir.

Birçok istihdam alanının robotlara devriyle insanlığın işsizlik sorunu ortaya çıkmakta ister istemez bununla nasıl baş edeceğimiz realitesini de ortaya çıkarmaktadır.

Dünya ve insanlık geleceğin dünyasında bu yöne doğru evrilirken, fırsat ve gerçekleşebilecek tehditleri konuşurken bizler ülke olarak maalesef tüm bunları henüz konuşamıyor geleceğe dönük bu yönlü planlamalar yapamıyoruz.

Bu süreçteki zekamız “ soğan, sarımsak” çekmekte kullandığımız mutfak robotundan öteye geçemez ise yüksek teknolojik ürünler üretmek için tüm bu süreçleri tamamlamış ülkelerden ithal ettiğimiz  akıllı robotlar için düzenlenmesi muhtemel “ robot hakları evrensel sözleşmesine” uymak zorunda kalarak geçiririz kalan ömrümüzü…

Robot hakları da olur muymuş demeyin!

Üstün zekalı insanların bir araya gelerek tasarladığı yapay zekalı akıllı robotların insanlığın  empatiden uzak bencillik ve bireysellik iç dünyası düşünüldüğünde bunu kendi statüsünün bir parçası olarak görmesi ve bu hakkı bir fırsat olarak kullanması doğal hale gelmektedir.

Öyleyse; eğer robotta olsa hızlı ve en iyiyi üretiyorsa ve üretirkende “yapayda” olsa bir “ zeka”  kullanıyorsa neden olmasın?

O zaman, “robotlar çağında insanoğlunun geleceğinin tehdit altında” olduğunu söylersek afaki bir çıkarım yapmış  olmayız herhalde.