Balkan Savaşında baskı ve zulme dayanamayan Bulgaristan Türkleri ve Arnavutluk'tan bazı müslümanlar gemilerle Anadolu'ya, Suriye'ye, Lübnan'a ve Mısır'a kaçabilmişlerdir.

Dedeağaç, Burgaz (Bulgaristan) gibi liman kentlerinde toplananlar günlerce aç-susuz, perişan beklemişlerdir. Mısır Hidivinin özel vapuru "El mahruse" ile Kavala'dan İstanbul'a getirilen bir bölümü Hidiviyye Kumanyası'nın Suadiye vapuru ile İskenderiye'ye götürülmek üzere Mersin'e getirildiler. Selanik'ten gemilerle bir çok göçmen Akdeniz Limanlarına, bu arada Mersin'e taşındı. Balkan Harbi göçmenleri için de evler inşa edilmiştir. Bu göçmenlerden br bölümü Mersin'de kalarak yerleşmişlerdir.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Almanların, Polonyalıların işkalinden ve 1917 Sovyet Devriminden kaçarak İstanbul'a sığınan Beyaz Ruslar'dan birkaç aile Mersin'e gelmişlerdir. Kurtuluştan sonra Lozan Muahedesı ile kararlaştırılan "Mübadele" uygulaması sırasında Yunanistan ve Adalardan Anadolu'ya taşınanlardan büyük bölümü 1924 yılı Nisan, Ağustos aylarında vapurlarla Mersin'e getirilmişler, dağıtım buradan yapılmıştır. Bu amaçla Mersin'de Kızılay tarafından 50 yataklı hastane kurulmuştur. 1951 yılında Bulgaristan'dan gelen ve çeşitli illere yerleştirilen göçmenlerden Mersin'e gelenler için bir mahalle oluşturulmuştur. Göçmen mahallesi olarak bilinen şimdiki Barboros mahallesi böylece kurulmuştur. Daha sonra 1968 - 1978 antlaşması ile serbest gelen Bulgaristan göçmenleri ve 1989 gelen Soydaş göçmelerle bu sayı elli bini bulmuştur. Şair - Yazar - Araştımacı Sayın Mehmet ÇAVUŞ, " Mersin'de Küçük Bulgaristan" izlenim yazısını överek yazmıştır. Burada (Mersin'de) 1994 yılında Balkan Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği kurulmuştur. Bulgaristan göçmenlerinin oluşturduğu ( Homurlu köyü) YENİ TAŞKENT Beldesi olarak 1995 yılında Belediye yapıldı. İlk Belediye Başkanı Sayın Adnan SULTAN Bey, Bulgaristan doğumlu olup ailesi ile birlikte Burgaz ili Rupça köyünden göçüp gelmişlerdir. Fakat zaman, Kafkaslardan olduğu gibi, Balkanlardan hususen Bulgaristan'dan gelenlerin, hayatın her kolunda dört-dörtlük olduklarını kanıtlamış. Onlar ki, milli bilinç ve yurt sevgisle savaşta ve barışta örnek olmuşlardır. Onlar ki bilimde ve fende vatan ve insan sevgisinin meşalesini yakmış, özleri ve sözleriyle yükselişin ve aydınlığın kutsal birer "köşetaşı" bilinmişlerdir.

Alıntı kaynakları: İçel Kültürü dergisi- 1997-Mayıs-51 sayı. ;Tuna dergisi-

Sayı Şubat-Mart - 1998- İstanbul.

Esen kalın.

MERSİN

Unutturdun doğduğum yeri

Hırçın, soğuk kışları bana.

Öyle sıcak gözlerin feri

Beni içten bağlayan sana.

Bahar mesken edinmiş seni

Ak Deniz de neferin demek.

Aşık ettin kendine beni

Bir başka şey seni de sevmek.

Değişemem cennetle asla

Benim için en güzel yersin.

Balkanları anıyorum yasla

Ak Deniz'in incisi MERSİN!...

Eşref ÖZGÜR - Akdeniz Balkan Türkleri Federasyon'u Bilim Danışma Kurulu Üyesi