Dünya yeni bir binyıla girmenin heyecanını yaşıyordu. Dönemin siyasetçileri de koltuklarında biraz daha kalabilmek için 2000 yılının Türkiye’nin yılı olacağını söylüyor seçmenlerine adeta umut pazarlıyordu. Peki henüz tek başına iktidar ile tanışmayan, koalisyon hükümetlerinin Türkiye’ye yaşattığı içler acısı tabloların son yılı olan 2000 yılında neler yaşanmış kısaca hatırlamaya ne dersiniz?

1950’li yıllarda Amerikalı siyahi kadın Rosa Parks’ın Türkiye’de vücut bulmuş hali gibiydi Merve Kavakçı. O dönemde zenciler ile beyazlar otobüslerde farklı koltuklarda otururdu. Bir zenci, ayakta bile kalsa, katiyen beyazın koltuğunu işgal edemezdi. Ama Rosa Parks kuralı bozdu, kanunu dinlemedi, gitti beyazın koltuğuna oturdu. Şoförün ve polisin uyarılarına rağmen kalkmadı. Bu cesur tavır, zencilerin özgürlük kavgasının ilk adımıydı. Peki Türkiye’de ne oldu dersiniz? Merve Kavakçı milletvekili seçildikten sonra sırf inançları gereği başörtüsü ile meclise girdiği için 12 Eylül askeri döneminde (1981 yılında) Vatandaşlık Kanunu'na eklenen bir maddeden istifade edilerek 1982 Anayasa hükümlerini çiğneme pahasına vatandaşlıktan çıkarıldı.

Devlet otoritesinde o kadar büyük zaaflar vardı ki Mafya liderleri kafalarına göre mekan basıp onlarca kişiyi ayaklarından vurabiliyor, iş adamları ve aydınlar Hizbullah tarafından kaçırılıp infaz ediliyor, on binlerce çevik kuvvet polisi hükümetin aldığı kararları beğenmeyerek sokaklara dökülüp ülkenin bir çok yerinde ayaklanmalar başlatarak devletin saygınlığına gölge düşürüyordu.

Bugünlerde RTÜK’ün aldığı kararları eleştirerek sürekli gündemde tutmaya çalışanlar acaba biliyor mu 2000 li yılların başında bir tartışma programı sırasında Abdullah Öcalan ile ilgili soru sorulduğu için CNN Türk kanalına kapatma cezası verildiğini?

Ya da 1999 depreminin üzerinden 1 yıldan fazla süre geçmesine rağmen 4 tane tuğlayı üst üste koyamayanlar hala öğrencileri Kızılay’ın kamp çadırlarında eğitim görmek zorunda bıraktığını.

Peki bir gecede onlarca bankanın iflas gerekçesi ile kasalardan valizlerle paraları kaçırıp halkın birikimlerini resmen gasp edip gecelik faizlerin %1200’lü oranlara çıkmasını sağlayarak on binlerce esnafın kepenk indirmesine sebep olduğunu.

Bunları bilmek için o dönemde yaşamış olmaya gerek yok. Günlük hayatta elimizden bir an olsun düşürmediğimiz cep telefonları aslına bakarsanız bizim için sonsuz bir enformasyon kaynağıdır. Geçmişi bilmeden bugün ve gelecek için yapılan yorumların altı her zaman boş kalacaktır. Özellikle 20’li yaşlardaki kuşağın ülke yönetiminde söz sahibi olmaya başladığı zamanlarda geçmişe kısa bir yolculuk yapmalarını tavsiye ederim.