Göçmen denince genel anlamda, Rumeli - Balkan insanı akla gelir. Çünkü en yoğun kapsamlı göçler bu bölgeden gelmiş ve de zaman zaman da devam eden göçlerin hiç sonu geleceğe benzemiyor. Çok geniş bir coğrafyada bulunan Balkan Türklerinin yer çekimi her zaman Türkiye Cumhuriyeti olmuştur ve de olacaktır. Balkanlar veya Rumeli diyarı bir Türk toprağı olarak asırlarca Osmanlı idaresi ile hükmedildiği içindir kanımca, Balkan ve Rumeli kelimeleri de öz Türkçe kelimelerdir...

Padişah Fatih Sultan Mehmet, 1453'te İstanbu'u fetettiği zamandan önce de Balkanlarda Türk- Müslüman varlığı altıncı-yedinci asırlara kadar geri gittiği tarihçiler tespit etmiştir. Bu söz konusu olan topraklarda Tuna boyu uzantısında bir çok yerde Tekke' lerin bulunması( Demir Baba, Kız Ana, Haydar Baba, Kamber Baba, Melek Baba, Sarı Saltık, Blagay (Mostar),Tuzla, İpek, Şeyh Hafız Baba, Hace Baba, Halveti, Harabati, Gül Baba gibi) bunun işaretidir diye düşünüyorum...

Bendeniz 1978 yılında serbest Göçmen olarak Mersin'e yerleşenlerdenim. Babam Recep HATİPOĞLU (merhum), bizim Horasan Türkü olduğumuzu atalarından dinlemiş ama, tam olarak tarih bilinmiyor derdi. Balkan Dağları eteklerinde Sakar Balkan mevkii civarda  köyümüz Gerlova Ovasında bulunan Abdurahmanlar köyü (Kraygortsi) Şumnu iline bağlıdır. Babamın çocukluğundan önce köyümüz Abdurahmanlar üç sefer yer değiştirmiş olduğu eski mezarlıklardan da belli olduğunu anlatırmış yaşlı kişiler. Çok yaşlı olan Memdali ağa diye bir köylümüz, "Bacalı Kaya" diye hala mevcut olan bir yerden göçettiklerini anlatırmış. Bacalı Kaya mevkisi bugün Alvanlar (Yablanovo) Sliven İline bağlı, yaklaşık 3-4 kilometre mesafede bulunmaktadır. Diğer bir komşu köyümüz Karaatlar ( annem Üzeyme -Tabak mahalleden Mehmet HATİPOĞLU'nun (Dizici) kızı), Eski Cuma iline bağlıdır. Üç Vilayet sınırlarının bitişik yerinde bulunan köyümüz Abdurahmanlar, belki eski Osmanlı haritalarında  "Balabanlar" diye bir köy işaret etmektedir, burası bizim şimdiki köyümüzün eskiden bulunduğu bir yerdir diye düşünüyorum. Çünkü bugün Balabanlar diye bir köy yok bu bölgede...

Gelelim Anadolu'nun ender cezbedici şehrine ve "Akdenizin İncisi" olarak da bilinen bu eşi benzeri bulunmayan Deniz'i ve Yayla'sı yakın mesafede bulunan bir "Cennet" parçasını andıran Mersin'e. Bir deyim vardır "Herkes gider Mersin'e, Biz gideriz tersine" diye. Gidenlere uğurlar olsun, ne diyelim...

Balkan Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği'miz var Sağlık Mahallesi içerisinde. Bu Göçmen ocağında kendisini Balkan Türkü veya Balkan Türkü dostu olarak benimseyen her insana yer var. Dernek Başkanı Sayın Hüseyin VATANSEVER ve Bşk. Yrd. Sayın Cavit Bahtiyar ile  Lokal sorumlusu Sayın Sedat Çiftçi canla başla Dernek üyelerine hizmet vermektedirler. Gönüllüler arasında İbrahim (İbo) Kula, Ahmet Dülger, Ahmet Güvey, Vedat Torlak, Şaban Pehlivanoğlu, Cafer Ceren, Bayramali Tığlı, Mustafa Efe (Müzisyen) , Şenol Ayık, Mustafa Öz, Yakup Uzun, Gökhan Dülger, Arif Pekgöz  gibi arkadaşlarımız öncülerdendirler. Tüm üyelerimize selamlar olsun efendim!..

Esen kalın.

NE DERSİN

Sn. İbrahim KULA'ya

"Gölcüğü","Koru'yu", "Balkan'ı" 

Unutmak imkansız değil mi,

Ata yeri, her taraf anı ,

Uğruna satarsın cihanı...                                                                                                                                           

Karacalar sanki de bağlı

"Çifte kırma" hala sabırsız

"Alabalık" yağlı mı yağlı

Varsın desinler bize dağlı.

Demire söz geçiren usta

Neşelen ömrünce her yaşta

Yediğin köfte, lokma, pasta

Anılar param- parça yasta... 29/3/2000-"İSTİKBAL" Gz. Mersin

Eşref ÖZGÜR-Akdeniz Balkan Türkleri Federasyon'u Bilim Danışma Kurulu Üyesi