Mersin Barosu avukatlarından Hibe Gökalp, kadın girişimcilerin ülkenin kalkınmasına ve gelişmesine ışık tuttuğunu belirterek, iş hukuku kapsamında da önlerinin açılması gerektiğini vurguladı. Gökalp, ‘19 Kasım Dünya Kadın Girişimcilik Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadınların iş ve sosyal yaşantılarındaki yerine ve hukuki haklarına dikkat çekti. Kadın girişimcilerin ülkenin kalkınmasına ve gelişmesine ışık tuttuğunu belirten Gökalp, kadınların iş hukuku kapsamında da önlerinin açılması gerektiğinin altını çizdi. Gökalp, "19 Kasım Dünya Kadın Girişimcilik Günü kadınlarımızın iş ve sosyal yaşantılarının kaliteli sürdürülebilmesi için önem taşıyan günler arasındadır. Türkiye’de her bir kadın girişimcimiz, ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için yaptıkları hamlelerle geleceğe ışık tutuyorlar. Kadın girişimcilerimizin desteklenmesi, onların projelerine önem verilmesinin yanı sıra iş kadınlarımızın hem toplumda hem de iş hukuku kapsamında önlerinin açılması gerekiyor” dedi. Türkiye’de 2019 yılında erkek istihdam oranının yüzde 64.2, kadın istihdam oranın ise yüzde 28.9 olduğunu belirten Gökalp, eşitlik için kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğinin altını çizdi. Gökalp, "TÜİK verilerine göre 2019 yılında erkek istihdam oranımız yüzde 64.2 iken, kadın istihdam oranımız yüzde 28.9. Kadın istihdamının artırılması ve eşitlik için kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması gerekiyor. Bu eşitlik sağlanırsa Türkiye daha güçlü bir hal alacaktır. Kadın gücü birçok bütünlüğü de beraberinde getirecektir” ifadelerini kullandı. Kadınların ve erkeklerin kanun önünde eşit olduğunu vurgulayan Gökalp, şöyle devam etti; "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Çalışma hayatımızı düzenleyen 4857 Sayılı İş Kanunu ile çalışan kadınların birtakım hakları yasa ile güvence altına alınmıştır. Bunlardan en önemlisi de ayrımcılık yasağıdır. Kadınların çalışma hayatında eşit tutulması, ayrımcılığa tabi tutulmaması gerekmektedir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinde belirtildiği üzere işveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz."