<p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><span style="font-family:Roboto">10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Türkiye Kamu-sen Mersin İl Temsilcisi Metin Ercan örgütlenme ve hak arama mücadelelerini temel insan hakkı olarak kabul ettiklerini belirtti.</span></span></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><span style="font-family:Roboto">Sendika olarak taleplerinin uygar toplumlarda olan ekonomik, sosyal ve sendikal hakların ülkemiz çalışanlarına da sağlanması olduğunu ifade eden Ercan: “Günümüzde değişen toplumsal ve ekonomik yapı nedeniyle, insanların büyük çoğunluğunun yegâne yaşam kaynağı, sahip oldukları iş ve elde ettikleri gelirdir. Dolayısıyla en temel insan hakkından biri olan çalışma hakkı, giderek daha yaşamsal hale gelmektedir. Küreselleşen dünyada, küresel sermayenin, çalışanların elinden insanca yaşama hakkını almaması için her çalışana kendisi ve ailesinin insanca yaşamasına yetecek kadar ücret alması hakkını vermek zorundayız” dedi.</span></span></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><span style="font-family:Roboto">İnsanlık için tek çıkar yolun barış ve kardeşlik içinde yaşamak olduğunu vurgulayan Türkiye Kamu-sen Mersin İl Temsilcisi Metin Ercan: “İnsan hakkı, kuşkusuz bir evrensel değerdir. Ne bu değeri sahiplenmek ne de onun dağıtımını yapma hakkını kendi tekelinde görmek insan hakkı kavramının özüne uygundur. Bugün gelinen noktada insanlık için tek çıkar yol, barış içinde kardeşçe yaşamayı hedef alan bir düzen sağlamaktır. Yaşama hakkı temelinde, nimetin ve külfetin eşit paylaşıldığı demokrasiler inşa etmek zorundayız. Bizler insan hakkı gibi kavramları; demokrasi, özgürlük gibi erdemleri birilerinin tekeline bıraktığımız sürece yaşanan sorunlar devam edecek, bu kimseler adaleti, istediği kimselere istedikleri kadar dağıtacaklardır. Unutulmamalıdır ki; insan hakkı kisvesi altına sığınıp, katliam yapanlar karşısında; yaşama hakkını kullanmak isteyenlerin verdiği mücadele daha kutsal, daha erdemli ve insan haklarına daha uygundur. Bu nedenle insan haklarından bahsederken, yapılması gereken ilk şey, insan hakkını zümrelerin, grupların ya da sermayenin tekelinden kurtararak gerçek sahibi olan insana, şartsız, koşulsuz, “ama” sız teslim etmektir” dedi.</span></span></p>