Genel anlamda zenginlik mutluluk demektir. Mutluluk ise hayattan memnuniyettir. Zaten Türk milleti ender yapıya sahip olarak şükretmesini ve az’la yetinmesini iyi bilir. Her zaman Rabb’ine şükreder ve dualarını eksik etmez. Kim bilir belki de bundandır tarih sayfalarındaki Türkün büyüklük destanları...

Bugün ortaya sunulan rakamlara bakılırsa, iç açıcı bir tablo yok. Dışarıdan bakıldığında ise istisnalar dışında, insanımız hayatından memnun görünüyor. Bunu gösteren delillerin başında sandıktır. Taktir seçmenindir der siyasi liderler. Peki kardeşim , kişi başına düşen milli hasıla düşerken, işsizlik büyürken memnuniyet neyin nesi?

İşsizlik ülkemizin yazgısı mıdır ? Hayır olamaz. Büyüdükçe de gençlerimizi umutsuzluğa, ana-babaları ise kara kara düşünmeye itmektedir. Eski devirler sanki geçti artık. Günümüzde aileden bir kişinin çalışması yeterli olmuyor. Hele de ailede nüfus fazlaysa, Allah yardımcıları olsun…

Ülkemizin baş belası olan işsizlik büyürken, yeni istihdam sahaları açılması gerekmektedir. Burada da bir ters orantı söz konusudur. Mevcut iş yerlerinin ekonomik sebeplerden dolayı kapanması  biraz daha alım gücünün düşeceğini gösterir. Bu böyle sürdükçe, dengeler haliyle bozulacaktır. Aile devletin küçük bir birimidir. Burada başlayan huzursuzluk her ne sebepten olursa olsun, dolaylı yollardan kendisine yansıyacaktır. Bu işsizler ordusu içerisinde madden sıkıntılara düşenlerin arasından hırsızlar ve her nevi negatif işlerle uğraşanlar çıkacaktır. Her bilinçli insan bu gibilerini kınar da, yalnız kazın ayağı hiç de öyle bilindiği gibi değil. Son yıllarda işverenlerin işten attığı işçi sayısında yükselmeler var, bir çelişkidir bu, önlem alınması lazımdır.

İşsizliğin önünü IMF’nin kesmesini beklemek iyimserlik olur. Ne de AB’nin bu uğurda Türk Milletine bir faydası olur. Bize, bizden başka kimseden asla fayda gelmez. Uzun sözün kısası, biran evvel Türk dünyası kenetlenme yollarını bulmalıdır. Türk yatırımcısının dışarıya değil, ülkemize yatırım yapması acilen teşvik edilmelidir. Bütün bürokrasi işleri kolaylaştırılmalı ve alt yapı konusunda devletimiz yardımcı olmalıdır. Bu hususlarda aksayan  işlemler düzeltilmelidir. Yoksa aksi taktirde, yatırımcı firmalar uygun zemini yabancı bazı ülkelerde arayacaklardır.

Ülkemizin önemli problemlerinden birisinin işsizlik olduğu için, son yıllarda  % 12, 13 ve 14 gibi rakamlar sevindirici olamaz. Kişi başına düşen milli gelir refah seviyesini gösterse bile, burada rakamlar da beklenen düzeyde olmadığını uzmanlar söylemektedirler. Güçlü bir ülke olmak için, zengin olmak şarttır. Zenginlik çalışmaktan geçer dersek, iş sahaları açmak ve teşvik etmek devletimizin görevidir. Çalışmak ise her insanın insanlık görevidir. Ne demiş atalar, “Çalışan demir ışıldar.”

Eşref ÖZGÜR – Akdeniz Balkan Türkleri Federasyonu Bilim Danışma Kurulu Üyesi