Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri yüksek yem fiyatlarından şikayetçi oldu. Yükselen maliyetlerin gerek kırmızı et, beyaz et, gerek süt üreticisi, gerekse balık üreticilerini zorladığını kaydeden Meclis Üyeleri uygun maliyetli yem temin edilmesini istiyor.

MTSO 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektörü değerlendirdi. Yem fiyatlarıyla artan maliyetlerden bu maliyetleri fiyatlara yansıtamamaya, balıkçı hali talebinden Çamlıbel Balıkçı Barınağında yaşanan sorunlara kadar birçok konuya değinen Meclis Üyeleri sektörün sorunlarına karşı çözüm önerilerini sundu.  Özellikle yem fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Meclis Üyeleri bugün artan yem fiyatları nedeniyle üreticilerin sıkıntı yaşayarak hayvanlarını kesime gönderdiğini bildirdi. Bu nedenle günümüzde et bolluğu yaşanmasına rağmen kısa süre sonra et bulma noktasında sorunlar olacağını vurgulayan Meclis Üyeleri, uygun maliyetli yem sağlanmasını beklediklerini belirtti. 

UZMANI UYARIYOR: “KONKORDATO İFLAS DEĞİLDİR” UZMANI UYARIYOR: “KONKORDATO İFLAS DEĞİLDİR”

Tatar: “Girdi maliyetlerindeki artış büyük sıkıntı”
MTSO 4 No’lu Meclis Üyesi ve CCY Gıda Tarım ve Hayvancılık Sanayi Sahibi Seçkin Tatar, artan yem fiyatları nedeniyle beyaz ve kırmız et sektöründe yaşanan sorunları anlattı. Son bir ay içinde tavuk fiyatlarının yüzde 40-50 yükseldiğini kaydeden Tatar, “Zamlar devam ediyor. Girdiğimiz bir yem ihalesi tamamlandığında, zarar edecek hale geliyoruz. Çünkü yem fiyatları şu anda hasat öncesi dönemine göre daha yüksek. Tam hasat yapıldı yem rekoltesi arttı, fiyatlar düşer diye bekliyorken tersine fiyatlardaki yükseliş sürüyor. 5-6 ay önce torbasını 80 liraya aldığımız yemin fiyatı bugün 130 TL’ye ulaştı” diye konuştu. Yalnızca yem değil mazottan plastiğe tüm girdi maliyetlerinin arttığını dile getiren Tatar, bunun yalnızca beyaz eti değil süt üreticisini de olumsuz etkilediğini söyledi. Süt üreticisinin maliyetleri satış fiyatlarına yansıtamamaktan şikayetçi olduğuna değinen Tatar, şunları söyledi: 
“Girdi maliyetleri yükselmesine rağmen Ulusal Süt Konseyi fiyatları değiştirmiyor ve zarar edip çaresiz kalan süt üreticileri 12 yılın ardından tekrar yoğun şekilde ineklerini kesmeye başladı. Süt inekleri kesilince hayvan varlığı azaldığı ve doğurganlık olmadığı için hem damızlık hem de kesimlik ve besilik hayvan ithalatı gündeme geliyor. Daha önceki yıllarda da benzer senaryo yaşanmıştı. Çiğ süt fiyatlarında düzenleme yapılmazsa ithalat katlanarak artacaktır. Üreticiye mutlaka ucuz yem ve destek sağlanmalıdır. Yalnızca süt fiyatını yükseltmemek çözüm değil, mandıra ürünlerinin fiyatları her geçen gün artıyor. Bu sektör de kontrol edilmeli.”
Hükümetin yem sektöründe kullanılacak mısır, arpa ve buğday gibi ürünlerin vergisini sıfırladığını kaydeden Tatar, “Birkaç firmaya ithalat yapma fırsatı doğdu ancak ithal edilen ürünler dış piyasada talep görünce fiyatlar yine arttı. Kazanan ithalat lobisi oldu. Bunun yerine planlı bir üretim sistemi çözüm getirecektir” dedi. 
Süt fiyatlarına zam yapılması halinde enflasyonun körükleneceği inancını doğru bulmadıklarına da değinen Tatar, yaşanan sürecin sektöre verdiği zararların iyi incelenmesi gerektiğini belirtti. Süt tozu ithalatının da son 8 ayda ciddi ölçüde arttığını ifade eden Tatar, “Ülkenin kaynakları yine üreticimize değil, ithalatla başka ülkelerin çiftçisine gidiyor. Türkiye son yıllarda süt tozu ithal eden değil ihraç eden ülkeydi. Bu yılın ilk 10 ayında ise ithalat adeta patladı. Bu konulara çözüm üretilmeli” dedi.

Polat: “Mersin’de bir Balık Hali kurulmasını istiyoruz”
MTSO 4 No’lu Meclis Üyesi ve Polat Balıkçılık Sahibi Abbay Polat da girdi maliyetlerinin yüksekliğinin balık fiyatları üzerindeki etkisine değindi. Özellikle çiftlik balıklarında ciddi fiyat artışları yaşandığını kaydeden Polat, bu artışta döviz kurundaki hareketliliğin de önemli rol üstlendiğini söyledi. Balıkçılık sektörünün farklı sorunları bulunduğuna da değinen Polat şöyle konuştu: 
“Yaklaşık bir yıl içinde Çamlıbel Balıkçı Barınağı’nın Karaduvar’a taşınması planlanıyor. Oysa Karaduvar Balıkçı Barınağı bu kadar çok balıkçının bir arada çalışabileceği bir alana sahip değil. Bu uygulama yapılırsa büyük sıkıntı çıkar. Bu nedenle biz Çamlıbel’de kalmak istiyoruz. Orada bize ayrı bir liman yapılmasını talep ediyoruz. 
Aynı zamanda çarşı içindeki balık pazarına da düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çeken Polat, Büyükşehir Belediyesi’nin bu bölgeyi kontrol altına almasının önemine değindi. Birçok işyerinin yolu işgal ettiğini ve tezgahların geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Polat, mevcut durumun sağlıklı bir alışverişe olanak tanımadığını belirtti. 
Son olarak sektörün Balık Hali kurulması talebini dile getiren Polat, “Aralarında Mersin’in de bulunduğu çevre illerle birlikte bölgedeki 4-5 ilin hiçbirinde balık hali yok. Eski Belediye Başkanı Karaduvar’da böyle bir yatırım için 6 dönüm arazi belirlemişti. Ancak bu alan istenilen özelliklerin sağlanması adına yeterli değildi. Böyle bir yatırım için 5 dönümü kapalı olmak üzere en az 10 dönüm yer gerekiyor. Bu konunun yeniden gündeme alınıp takip edilmesini talep ediyoruz” dedi.