SAĞLIK

Doktorlardan acı itiraf! "Hastalar bile girmek istemiyor!"

Prof. Dr. Yıldıray Çete, yeni tip Kovid-19 hastalarının bile girmek istemediği pandemi servisinde hastaların ruh halini anlattı.

Abone Ol

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldıray Çete, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalarının bile girmek istemediği pandemi servisinde sergiledikleri fedakar çalışmaları ve hastaların ruh halini anlattı.
Aynı zamanda başhekim yardımcısı olan Çete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mart ayının ortasından bu yana büyük bir ekiple Kovid-19 hastaları için mücadele ettiklerini söyledi.
Filyasyon ekiplerinin çok iyi çalıştığını, tüm sağlık birimlerinin Kovid-19 için seferber olduğunu vurgulayan Çete, her bölümden sağlık ekibinin bu süreçte görev aldığını, yoğun çalıştığını dile getirdi. Çete, şunları kaydetti: "Tüm ekip olarak insanüstü koşullarda çalışıyoruz. Fiziksel yıpranması, duygusal travması, aileden uzak kalma kaygısı var. Sevdiklerimize hastalık bulaştırma endişesiyle yaşıyoruz. Acilde çalışan, tıpta uzmanlık öğrencime koronavirüs bulaştı. Ailesi için çok tedirgin oldu. Çok şükür iyileşti, görevine döndü. Gerçekten çok yoğun, saatlerce çalışıyoruz."
"Çocuklar da evde büyük travma yaşadı"
Çete, acillere Kovid-19 şikayetiyle yapılan başvuru sayılarının sürekli yükseldiğine dikkati çekti.
"Bölüm başkanıyım, en büyük korkum çalışanlarımın birine koronavirüs bulaşması nedeniyle kötü bir süreç geçirmesi." diyen Çete, maske, koruyucu siperlik, tulum gibi kişisel koruyucuların içinde saatlerce emek verdiklerini aktardı.
Nisan ve mayıs aylarında salgının atak yaptığı dönemde annesi, babası rahatsız olan, kronik hastası olan sağlık çalışanlarının evine gidemediğini hatırlatan Çete, "Sağlık çalışanları aylarca yurtlarda kaldılar, sevdiklerini göremediler. Çocuklar da evde büyük travma yaşadılar, annesini babasını göremedi, okuluna gidemedi. İzolasyon ortamı ruh durumlarını etkiledi." dedi.
Pişmanlıkları yüzlerine yansıyor
Çete, bazı Kovid-19 hastalarının damgalanmaktan korktuğunu, bunun için de hastaneden kaçmaya çalıştığını belirterek, şöyle devam etti:
"Hastalara, test sonuçlarının pozitif olduğunu söyleyince, ilk sordukları şey, 'Şimdi ne olacak, kötüleşecek miyim? 'Bu hastalık nasıl geçecek?' 'Anneme, babama bulaştırmış olabilir miyim?' diye tedirgin oluyor. 'Aynı evin içinde nasıl yaşayacağım, nerede uyuyacağım' diyenler oluyor. Testi pozitif çıkanlar büyük pişmanlık yaşıyor. Düğüne, asker uğurlamasına, arkadaşının yemeğine gitmiş virüs kapmış. Testi pozitif çıkanların yüzünde sadece pişmanlık görüyorsunuz. Koronavirüs hastası olduğu halde, acildeki pandemi bölümüne, kendisine bulaşacağı endişesiyle girmek istemeyenler bile oldu." 
Tedbirlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Çete, pişman olmamak için sosyal mesafe kuralına uyulması, ellerin sık sık yıkanması, maske takılması uyarısında bulundu.
"Otostopla İstanbul'dan gelip hepimizi riske attı"
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın da serviste ilginç hikayelerle karşılaştıklarını anlattı.
Tedbirlerlere uymayan insanların sorumsuz davranışlarının toplum sağlığını riske attığını belirten Yalçın, şunları kaydetti: "İller arası seyahat yasağı varken İstanbul'dan bir vatandaş, tam 8 araç değiştirerek otostopla Antalya'ya gelmiş. Komşuları ihbar edince apar topar polis getirdi, yatırdık, test yaptık negatif çıktı ama herkesin sağlığını riske attı. Çok ilginç durumlarla karşılaşıyoruz. Hastanede bulaşma riski altında yaşıyoruz. Psikolojik olarak endişeliyiz, hastalanma endişesi taşıyoruz. Ağır hastalar var ki gün geçtikçe daha kötü oluyor. Üzüldüğüm şey, vatandaşın duyarlığının azalması. Düğüne gitmiş, arkadaşlarıyla bir araya gelmiş hasta olmuş. Kendi sağlığımdan ciddi şekilde endişeleniyorum. Önlemlerimizi alıyoruz ama risk altındayız. İki asistanıma koronavirüs bulaştı. İyileştiler şükür ama sorumlu hissediyorum. Oysa toplum olarak sorumlu hissetmeliyiz."