En değerlilerimiz çocuklarımızın ağız ve diş sağlığını korumak ve kazandırmak, bunu yaparken çocuğun gelişim seviyesi göz önünde bulundurularak o dönemin psikolojisine uygun davranıp onlara diş tedavileri sevdirmek, diş fobisi geliştirmelerinin önüne geçmek biz pedodontistlerin en önde gelen ve en önemli görevlerinden birisidir.

Çocukların diş tedavileri gerçekleştirmek çok hassas ve bir o kadar da çok özel bir iştir. Çünkü ne kadar güzel ve doğru bir tedavi yapılırsa yapılsın çocuk klinikten ağlayarak çıkıyorsa o tedavi gerçek anlamda başarıya ulaşmış sayılamaz. Sonuç olarak, çocuklar sadece ‘küçük yetişkinler’ olarak ele alınmamalı; onlara, fiziksel, psikolojik, sosyal yönden büyüme ve gelişim sürecinde oldukları unutulmadan yaklaşılmalıdır.

Her çocuk keşfedilmeyi bekleyen ayrı bir dünyadır. Çocukları yaşıtlarına göre karşılaştırarak ya da genelleyerek yaklaşmak doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü her çocuğun yetiştiği sosyal ortam, çevre, aile ve imkanlar denk değildir. Bunların etkisiyle, bir kısım çocuk, diş tedavilerinin sorunsuz bir şekilde yapılmasına izin verirken, bir kısım çocuk ise diş ünitinde oturmayı, muayene edilmeyi ve diş tedavilerini, olumsuz bir takım duygusal tepkiler göstererek ciddi bir şekilde reddetmektedir. Bu olumsuz durum, yaşanılan kötü diş tedavisi tecrübelerinden kazanılabileceği gibi, çocuğun kardeşleri, bakıcısı, arkadaşları veya anne babasından etkilenerek dolaylı öğrenme ya da tamamen dış dünyadan bağımsız çocuğun kendi kişilik özelliklerine bağlı olarak da başlayabilir. Ebeveyn kaygısının çocukta kaygı oluşmasını tetiklediği de yapılan araştırmalar ile gösterilmiş, özellikle 4 yaşın altındaki çocuklarda bu etkilenmenin çok daha fazla olduğu bulunmuştur. Ayrıca, çocukluk ve ergenlik dönemleri, fiziksel ve ruhsal gelişimin devam etmekte olduğu, yetişkinlere göre kişilik gelişiminin ve duygusal fonksiyonların yetersiz kalabildiği dönemler olduğundan, bu dönemde yabancı bir ortam ve yabancı kişi (diş hekimi) karşısında kendilerini güvende hissedemezler, vücutlarına zarar verileceği düşüncesi ile diş tedavisinden kaçınırlar. Bilinmeyene karşı duydukları korku da onları diş tedavisinden uzaklaştıran büyük bir etkendir.

Çocukların ilk diş hekimi deneyimleri, bu deneyimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü çocuklukta yaşanılan olumsuz bir diş tecrübesi çocukla hayat boyu giderek ne yazık ki onda bir diş fobisi oluşmasına sebep olabilmektedir. Diş hekimi iyi bir izlemci olarak çocukta korku oluşturan etkeni bulmalı ve aileye bu durumu güzel bir şekilde izah ederek çözümleme yoluna gitmelidir. Çünkü bir sorunu çözebilmenin en kalıcı ve etkili yolu ona sebep olan durumu bulup ortadan kaldırmaktır. Aksi takdirde sadece tedavi yapmaya odaklanıp çocuğun psikolojisi göz ardı edilirse çözümlenmesi zor sonuçlarla karşı karşıya kalınabilir.